Canım oğlumun ilk oyuncağı Mert abisinin ona İsveç'ten getirdiği kahverengi güzel mi güzel değerli mi değerli bir geyik. Aslında oğlumun odası şimdiden sayısız oyuncak ile dolu sağolsun halaları ve teyzeleri bu konuda çok titiz bir çalışma yaptı :) Bu oyuncağı onun ilkleri listesine alan ise Kerem'in tutma kabiliyetini daha yeni yeni öğreniyor olması ve eline almaya çalıştığı, tutmak için hayli mücadele ettiği oyuncak olmasıdır. Muhtemelen ne olduğunu henüz anlamıyor ama bazen ayağından bazen elinden bazende kafasından tutarak, tutmaya çalışarak eğlendiriyor kendini. Sanırım yakında ağzına bie götürmeyi öğrenecek.
İnsan herşeyi bilerek doğduğunu düşünüyor tıpkı hiç ölmeyeceğini düşündüğü ve hiç ölmeyecek gibi yaşadığı. Oysa ki bizde öğrendik çocukken konuşmayı, yürümeyi ve bir nesneyi tutabilmeyi. Bana daha önce basit görünen bu özelliğin değerini Kerem ile daha iyi anladım. Bir şeyi elinde tutmaya çalışmak... Öyle düzgün bir yerinden değil, orasından, burasından öylesine. Gerçekten müthiş bir uğraş ve çaba göstergesi ama hepimiz başarmadık mı bunları tıpkı yaşamayı öğrendiğimiz gibi, kimi zaman mutlu anları, kimi zaman ise hüzünlü zamanları.
Doğduğumuzda adeta boş bir cd, bir defter gibiyiz hepimiz ve öğrendiğimiz şeyler ile zaman içinde bu cd, bu defter dolmaya başlıyor. Kuşkusuz hep mutlu şeyler ile doldurmak istiyoruz ama ağlamazsak nasıl anlarız gülmenin kıymetini...
Güzel oğlum şimdiden birçok şey öğretmeye, hatırlatmaya başladı bana. O yeni şeyler öğrendikçe ve yaptıkça benimde doldurmam gereken o alanda güzel anılarım, anlarım birikiyor. Yaşama sevincim artıyor ve tekrar tekrar teşekkür ediyorum Rabbime bana onu hediye ettiği için.
Kerem, oğlum umarım senin defterin hep elinde tutabildiklerin ile dolu olur.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
Bazı duygular var pahabiçilemez...
Hayal kurmak güzel şeydir. Çoğu insan bundan pek haz almasada bir o kadar çoğunluk da hayalleri ile yaşar. Yaşayamadığımız ama yaşamayı arzu...
-
Edirne'ye bağlı Keşan ilçesinin bir bölümü diyebiliriz Yayla Sahili için. Henüz keşfedilmemiş bir cennet. Keşfedilmemiş diyorum çünkü...
-
Çoğumuzun bildiği bir mekan olan Emirgan Korusu'nda bir kahvaltı keyfindeydik. Aslında brunch desek daha uygun olacak. Mis gibi lale...
-
Kimine göre sadece gezilecek bir yerden ibaret olan Hasan Boğuldu aslında geçmişte yaşanmış acı bir hikayenin kalıntılarını taşır. Bize mir...
No comments:
Post a Comment