Çoğumuz Zafer Bayramı'nı sadece okuldan kalan bir alışkanlık ile kutluyorduk fakat büyüdükçe ve değerlerimiz elimizden teker teker kaydırılmaya başlayınca daha bağlı, daha savunmacı ve sadık olduk. Zafer Bayramı sadece bizim milletimizin değil Kıbrıs'ın da ulusal bayramı aslında. 30 Ağustos günü her yıl bu bayramı kutluyoruz. Peki kaçımız bu günün ve bunun gibi Bayram adı altında topladığımız o şerefli günlerin gerçekten anlamını biliyoruz ve kaçımız bunu çocuklarımıza öğretiyoruz.
Zafer Bayramı, 1922 yılında 26 Ağustos'ta başlayıp, 30 Ağustos'ta Dumlupınar'da Mustafa Kemal'in başkumandanlığında zaferle sonuçlanan Başkomutanlık Meydan Muharebesi'ni anmak için kutlanmaktadır. Zafer Bayramı, ilk defa 1923 yılında sadece bazı illerde (Afyonkarahisar, Denizli, Kahramanmaraş, Ankara ve İzmir) kutlanır yani resmi olarak hemen ilan edilmez. Resmî olarak ilân edilmesi ise 1935 yılının Mayıs ayında olur.
Öncesinde 23 Ağustos - 12 Eylül 1921 tarihleri arasında yapılan Sakarya Savaşı'yla Yunan orduları gerilemek zorunda kalır ve bu başarı neticesinde meclis tarafından Sakarya Savaşı'ndan sonra Mustafa Kemal'e mareşal ve gazi unvanları verilir.
Sonrasında ise Yunan ordularının topraktan atılma kararı alınır. İki kez ertelenen Sad planı (Taarruz planı ) Ağustos ayında tamamlanır. İstanbul'daki cephane depolarından silah ve cephane gizlice Anadolu topraklarına getirilir, itilaf Devletleri tarafından tahrip edilerek kullanılmaz hâle getirilen toplar onarılır, yeni silahlar satın alınır, orduya taarruz eğitimi yaptırılır. Gazi Mustafa Kemal'in başkomutanlığını yaptığı Türk ordusu, 26 Ağustos 1922'de düşmana saldırır ve birkaç saat içinde düşman mevzileri ele geçirilir. 30 Ağustos'ta düşman çember içine alınır. Büyük Taarruz'un başarıyla sonuçlanmasından sonra Yunan orduları İzmir'e kadar takip edilir. 9 Eylül 1922'de İzmir'in kurtarılmasıyla Türk toprakları Yunan işgalinden temizlenmiş olur.
Bu savaş, Atatürk'ün başkomutanlığında yapıldığı için Başkomutanlık Meydan Muharebesi olarak adlandırılır.
Bütün bunların yanısıra her yıl, Harp Okulları ve Astsubay Meslek Yüksekokulları bu tarihte mezun veriyormuş ve tüm subay ve astsubay rütbe değişiklikleri bu tarihte geçerli oluyormuş, tabi hala değişmediyse!!!
Şimdilerde unutturulmaya çalışılan bu bayramın arka yüzünde görüyoruz ki azimle ve inançla savaşan bir türk ordusu var. Kimisi bu savaşta şehit oldu, kimisi gazi, kimisi ise taşıdı bu şerefi yaşamı boyunca. Çocuklarına ve torunlarına anlattı.
Zafer Bayramı'nı gerçekten isteyerek ve anlayarak kutlamalıyız. Ancak bu şekilde Atatürk'e, silâh arkadaşlarına ve komutasında savaşmış askerlere minnettarlığımızı sunabiliriz.

Gençlik herşeydir. Nesiller değişiyor ama geçmiş ve yaşananlar asla değişmeyecek. Sahip çıkalım Bayramlarımıza ve unutmayalım ki bu günlerdir milletimizi bir arada tutan, kenetleyen ve birlik duygusunu aşılayan.
Ne Mutlu Türk'üm Diyene...
Sevgiler...
No comments:
Post a Comment